Gökhan Özbek’in Deprem Haberciliği Sonrası Gözaltı ve Serbest Bırakılması Türkiye’de Basın Özgürlüğünü Yeniden Gündeme Taşıdı

Gökhan Özbek’in Deprem Haberciliği Sonrası Gözaltı ve Serbest Bırakılması Türkiye’de Basın Özgürlüğünü Yeniden Gündeme Taşıdı

Deprem Sonrası Habercilikte Gözaltı: Gökhan Özbek'in Yaşadıkları

Türkiye’de deprem felaketleri sadece şehirleri değil, basın özgürlüğü tartışmalarını da sarsmaya devam ediyor. 6 Şubat 2023’te yaşanan ve Güney Anadolu ile Kuzey Suriye’yi harabeye çeviren büyük depremden haftalar sonra, bağımsız haber platformu 23 Derece’nin yayıncısı Gökhan Özbek’in basın özgürlüğü kapsamında yaşadıkları gündemi belirledi. Özbek, Ankara’daki evine yapılan polis baskınında 1 Mart 2023’te gözaltına alındı. Gözaltının nedeni ise gayet netti: Hükümetin deprem müdahalesine dair eleştirel yayınlar ve vatandaşların yaşadıklarını aktarırken öne sürülen ‘yanıltıcı bilgi’ iddiaları.

Özbek’in platformu, deprem bölgesindeki mağdurların sesini duyurarak arama-kurtarma ve yardım süreçlerinde meydana gelen aksaklıkları ortaya koydu. Sadece depremzedeler değil, muhalefet kanadındaki siyasiler de platformda söz aldı. Polis, gözaltı sırasında bu haberlerde yer verilen iddiaların ‘dezenformasyon’ içerdiğini öne sürdü. Ancak Özbek, savcılıktaki sorgusunun ardından nöbetçi mahkemeye sevk edildi ve nihayet adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Hakkında ise hâlâ soruşturma sürüyor; dosya kamuoyunun en yakından izlediği gelişmelere dönüştü.

Gökhan Özbek’in olayı ise istisna değil, bir örnek. Çok daha önce, 2022’de Osman Kavala hakkında verilen karara karşı yaptığı eleştiriler sebebiyle yargılandı, Kasım 2024’te aldığı hapis cezası para cezasına çevrildi. Yani Özbek, sürekli yargı baskısı altında gazeteciliğini sürdüren bir isim. Olay uluslararası yankı buldu; Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ), Özbek’in tutuklanmasına dair sert açıklamalar yaparak, Türkiye’de basına uygulanan baskının yeni bir örneği olduğunun altını çizdi.

Türkiye’de Basın Özgürlüğü ve Deprem Döneminin Gerçekleri

Son yıllarda Türkiye’de deprem, sel veya orman yangını gibi olağanüstü durumlarda medyaya ciddi bir sansür uygulanmakta. Resmi makamların yaptığı açıklamaların dışına çıkmak, özellikle sosyal medya ve bağımsız platformlarda haber yapmak, çoğu zaman savcılığın ‘dezenformasyon’ ya da ‘kamu düzenini bozmak’ suçlamalarıyla karşı karşıya kalmasına neden oluyor. Tam da bu yüzden, Gökhan Özbek’in deneyimi diğer bağımsız gazetecilere soğuk bir uyarı olarak algılandı. Özellikle afet bölgelerinde bilgiye erişim sıkıntıları, yerel halkın yaşadığı sorunların aktarılmasını zorlaştırıyor. Kamuoyunun gerçekleri öğrenme hakkıyla devletin bilgi akışını kontrol etme çabası sürekli çatışıyor.

Çarpıcı olan şu: Böylesi büyük afetlerde dahi eleştirel haberler hedef alınırken, meslektaşlar dayanışma göstermekten geri durmadı. Sosyal medyada ve yurtdışında geniş destek mesajları yayıldı. Birçok bağımsız gazeteci ve sivil toplum kuruluşu, deprem bölgesinin yalnızca molozlar içinde kaldığı değil, haberlerin de gölgede bırakılmaya çalışıldığı eleştirisinde bulundu.

Gökhan Özbek’in davası, Türkiye’de medya çalışanlarının karşılaştığı baskıların yalnızca bir yüzü. Her ne kadar tahliye edilse de, sürecin nasıl sonuçlanacağı ve bu tür davaların basın üzerindeki gölgesi yakından izlenmeye devam ediyor. Tüm gözler şimdi hem Gökhan Özbek’in hem diğer bağımsız gazetecilerin geleceğinde.

Bir yorum Yaz