Basın özgürlüğü, gazetecilerin, haber sitelerinin ve diğer medya kuruluşlarının sansür olmadan haber yapabilmesi demek. Bu özgürlük, halkın doğru bilgi almasını sağlar ve demokrasinin temel taşıdır.
Eğer haberler tek bir elden kontrol edilirse, gerçekler çarpıtılır, kritik konular göz ardı edilir. Bu yüzden basın özgürlüğü sadece gazetecilerin değil, herkesin hakkıdır.
Son yıllarda çeşitli ülkelerde hükümetler, sosyal medya ve haber sitelerine baskı yapıyor. Gazeteciler tutuklanıyor, internet siteleri engelleniyor ve haber içerikleri sansürleniyor. Bu tür uygulamalar, kamuoyunun doğru bilgiye ulaşmasını engelliyor.
Bir diğer sorun ise ekonomik baskı. Reklam gelirlerinin kontrolüyle medya kuruluşları üzerindeki baskı artıyor. Reklamların kesilmesi, bağımsız haber yapmayı zorlaştırıyor.
İlk adım, haber kaynaklarını çeşitlendirmek. Tek bir kaynağa bağlanmak riskli. Farklı gazeteler, bloglar ve sosyal medya kanalları takip edilerek bilgi akışı dengelenir.
İkinci olarak, gazetecilerin haklarını bilen sivil toplum kuruluşlarına destek vermek önemli. Bu örgütler, tutuklanan gazeteciler için kampanyalar yürütür ve hukuki yardım sağlar.
Ayrıca, dijital güvenlik önlemleri almak gerekir. VPN kullanmak, şifreleri güvenli tutmak ve güvenilir haber sitelerini tercih etmek, sansür ve takip riskini azaltır.
Son olarak, yanlış bilgiye karşı duyarlı olmak şart. Haberleri paylaşmadan önce doğrulamak, sahte haberlerin yayılmasını engeller ve gerçek haberlerin değerini korur.
Basın özgürlüğü, sadece bir hak değil, toplumsal sorumluluktur. Herkes bu konuda bilinçli davranırsa, daha açık ve şeffaf bir ortam yaratabiliriz.
23 Derece yayıncısı Gökhan Özbek, hükümetin deprem müdahalesine yönelik eleştirel haberleri nedeniyle gözaltına alındı. Uluslararası kuruluşlar, bu olayı Türkiye'de basına yönelik baskıların bir yansıması olarak değerlendirdi.